16/47
Kaçışından on iki yıl sonra, profesyonel suçlu Trojan Berlin’e geri döner. Şehirde değerli bir tablo çalınmak üzeredir. Ancak titizlikle planlanan soygun kısa sürede kontrolden çıkar… Sırada Im Schatten (2010) var. 2009 Berlin Dünya Atletizm Şampiyonası sırasında, izleyiciler IM SCHATTEN’den (2010) profesyonel suçlu Trojan’ın (Michel MATICEVICH) belirsiz bir süreliğine başkenti nasıl terk etmek zorunda kaldığını görebildiler. Trojan hala çok benzer bir şekilde çalışıyor: saat, para ve tablolar gibi maddi nesneleri çalmak gibi eski moda suçlar. Mafya veya klan yapısıyla hiçbir bağı olmayan, yalnız bir savaşçı, sadece ara sıra ve zorunluluktan takımda! Ruhr bölgesindeki darbe planlandığı gibi gitmeyince, Trojan eski bağlantılarına (Marie-Lou SELEM) dokunmak için Berlin’e geri dönmek zorunda kalıyor. Ve gerçekten de: Trojan, üç yoldaşıyla (Tim SEYFI, Marie LEUENBERGER, Bilge BINGÜL) birlikte Caspar David FRIEDRICH’in değerli bir tablosunu çalmayı başarır. Ancak daha sonra gizemli müşteri Viktor (Alexander FELLING) ile sorunlar gerçekten başlar… BERLINALE 2010’da, Braunschweig doğumlu yönetmen Thomas ARSLAN’ın IM SCHATTEN filmi uzun zamandır beklenen bir tür bombası gibi çarptı. Almanya’da yapılan heyecan verici bir tür filmi, Berlin Okulu’nun sinematik araçlarıyla anlatılıyor. Son derece heyecan verici, seyrek diyaloglar ve patlayıcı şiddet anları! ARSLAN buna VERBRANNTE ERDE ile görünüşte sorunsuz bir şekilde devam ediyor. Gangster filmleri Alman sinemasında hala nadirdir. Görüntü yönetmeni Reinhold VORSCHNEIDER’in (aynı zamanda IM SCHATTEN) görüntüleri büyük bir hassasiyetle Almanya’nın karanlık bir versiyonunda yaşayan insanların hikayesini anlatıyor. Karanlık yerler, yakındaki simge yapıların gölgesinde, ancak polisin ve normal nüfusun algısından uzak. Berlin, filmin başkarakterlerinin takım arkadaşı ve rakibi olarak karşımıza çıkıyor. Norveçli besteci Ola FLOTTUM’un (DÜNYADAKİ DEĞERLİ KİŞİ, 2021) ölçülü müziği bu gergin atmosfere çok katkıda bulunuyor. Bildiğiniz ama bilmediğiniz bir başkenti gösteriyor. Birçok izleyici, tüm yollarıyla bu kentsel mekanı kendi ortamından tanıyabilecek. Bize çok yakın hayaletli yerler: gölgelerde kavrulmuş toprak! Michel MATICEVIC (SUÇUN YÜZÜNÜN ÖNÜNDE / BABYLON BERLIN) muhtemelen daha sık göreceğimiz Troyan rolünde yine çok inandırıcı (Thomas ARSLAN, Troyan üçlemesinde bir görünüm planlıyor). ALMAN FİLM ÖDÜLÜ adayı Marie Lou SELEM (2024’te KNOCHEN UND NAMEN / BONES AND NAMES için aday gösterildi) buz gibi bir arabulucu olarak orada. Ama ALMAN FİLM ÖDÜLÜ sahibi Alexander FELLING (2019’da DAS ENDE DER WAHRHEIT / THE END OF THE TRUTH için) korkutucu derecede iyi ve Klaus KINSKI ve Michael FASSBENDER gibi klasik kötü adamlardan saklanmak zorunda değil. Thomas ARSLAN bunu başarıyor; Truva üçlemesinin üçüncü filmiyle 2010 ile 2024 arasında olduğu kadar zaman geçirmek istemiyorum. Heyecan verici olmaya devam ediyor!